öldüğü sırada
amma değişiyor insan,
bir başka bakıyor gözleri,
bir başka gülüş ilişiyor dudaklarına.
bir ozanın cenazesinden
dönerken dikkat ettim buna.
öldüğü sırada
amma değişiyor insan.
anna ahmatova
Ilya Repin |
Sen her göz açıp kapamada ölüyor, diriliyorsun. Mustafa "Dünya bir andan ibarettir." buyurdu.
Bizim fikrimiz havada bir oktur. Havada nasıl durur? Allah'a gelir. Her nefeste dünya yenilenir. Fakat biz, dünyayı öylece durur gördüğümüzden bu yenilenmeden haberdar değiliz.
Ömür su gibi yeniden yeniye akıp gider. Fakat cesette bir daimilik gösterir.
Elinde hızlı hızlı oynattığın ucu ateşli bir sopa nasıl upuzun ve tek bir ateş hattı gibi görünürse ömür de pek çabuk akıp geçtiğinden daimi bir şekilde görünür.
Ateşli çöpü sallasan ateş gözüne upuzun görünür. Bu ömür uzunluğu da Allah'ın tez tez halk etmesindendir. [5]
Hulâsa sofi "İbn-al vakit"tir, fakat vakitten de kurtulmuştur, hâlden de.
Hâller, onun azmine onun reyine mahkûmdur. Hâller, onun Mesih'in nefesine benzeyen nefesleriyle diridir.
Sense hale âşıksın, bana değil. Sen, bir hâle sahip olmak ümidiyle benim etrafımda dönüp dolaşıyorsun.
Bir an eksilen, bir an artıp kemâl bulan hâl, Halil'in mâbudu olamaz, batar gider.
Batıp giden, gâh böyle, gâh şöyle olan güzel değildir, ben batıp gidenleri sevmem.
Bazan hoş, bazan nahoş olan, bir zaman su, bir zaman ateş kesilen, Ayın burcudur ama ay değil… put gibi güzeldir, ama güzelliğinden haberi bile yok!
Sâf sofi, "İbn-al vakit"tir ama vaktin babasıymış gibi vakti adamakıllı avucunun içine almıştır.
Bu çeşit sofi, tamamıyla ululuk sahibi Allah'ın nuruna gark olmuştur. Kimsenin oğlu değildir o… vakitlerden de kurtulmuştur, hâllerden de! Doğurmayan nura batmıştır. Doğmayan, doğurmayan zatsa ancak Allah’tır.
Diriysen yürü, böyle bir aşk ara… yoksa birbirine aykırı vakitlere kulsun. Çirkin, güzel nakışlara bakma da kendi aşkına, kendi dileğine bak! [6]