Çöl dekoruyla karşımıza çıkan Oliver Laxe, kahraman Luis'e ve onun düalist dünyasına odaklanan öyküsüyle ilgiyi hak ediyor. Cannes'dan ödülle dönen Sırât'ta; Fas'ın uçsuz bucaksız, kuş uçmaz kervan geçmez vadilerinde, raks eden rüzgârların izinde baba Luis'in kaybolan kızı Mar'ı arayışı filmin omurgasını oluşturmaktadır.
Rave müdavimleri
Laxe insanın yolculuğunu çorak araziler, çöller gibi yalınlıkla anlatıyor. Luis, çölde buluşan Rave müdavimleriyle iletişim kurmaya çalışarak Mar'ı bulmak istemektedir. Rave müdavimleri serbestmeşrep, nizamsız ama hür bir topluluktur. Luis ise oğlu Esteban ve kızı Mar ile bir aileyi, düzeni temsil etmektedir. Modern dünyanın meçhul dervişleri olan müdavimler müzikleriyle, gürültüleriyle, ritimleriyle arayış içindedirler. Üzerlerinde muska gibi taşıdıkları izleriyle ve yaralarıyla derinlere, en kuytulara çekilmektedirler. Mikro –Luis'in içsel krizleri– ile makro –Rave'cilerin tahliyesi: yeryüzünün krizi– bu ölçekler, kırılganlığın en başat örneğini teşkil etmektedir.
Tarkovski'nin özellikle Stalker'ına yakın bir noktadan mevzilenen Laxe uzun planlar, meditatif ışıklarla Rave müdavimlerinin ve Luis'in kayboluş, teslimiyet, geçiş üçlüsüyle ruh haritalarını çıkarır. Tarkovski'de dua ve melankoliyle duygusal dil belirginleşirken, Laxe'de sessizlik ve vecd ile açığa çıkar bu dil. Müdavimler Luis'in yol arkadaşı, rehberi olurlar. Sessiz tabiatlı, içe dönük Luis; gürültü ve neşeli tabiatları bulunan müdavimlerle zıtlık içindedir ve tam da bu zıtlıkla uyumları ve frekansları yükseliverir. Onlar bağ kuruculardır. Dünyanın kaotik veçhesini tekno müzikleriyle, Luis'e rehberlikleriyle, yoldaşlıklarıyla aşmaya çalışmaktadırlar. Dış dünya ile Luis'in iç dünyası arasında bir köprü olurlar. Pek muhtemeldir ki hakikat yalnızca kutsal biçimlerle değil de dünya debdebesinin, gürültüsünün içinden müdavimlerle de sudur edebilmektedir.
Çöl büyüyor
Laxe'nin çölü, kahraman Luis için manevi topoğrafyaya dönüşür. Laxe, çölü karakterler için bir laboratuvar gibi kullanır. Ruhun dönüşümleri, şahsiyetlerin olgunlaşması burada gerçekleşir. Çöl, ışık, nefes. Yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır. Rave müdavimleri bu meyanda rehberlikleriyle Luis'i çölün ve yolculuğun ansız tehlikelerine karşı uyarsa da Luis arayışından vazgeçmeyerek bu serüvenin dolaylı yoldan bir inisiyasyon olduğunu haber vermektedir. Sessizlik, çölde hakikatin dilidir. Laxe, yer yer Bresson'dan mülhem sinema grameriyle çölün batıni dokusunu yüzeye çıkarmaktadır. Ancak, Bresson'un asketik ve Katolik evreni, özellikle Bir Taşra Papazının Güncesi'nde, Laxe'nin yalınlık ve sekinet ile müzeyyen çölünde adeta sufi evrenine evrilmektedir.
Bir Tuareg atasözü şöyle der: Bedenler için nice su dolu savanlar, ruhlar içinse nice kum dolu diyarlar vardır. İspanyolcada deniz anlamına gelen Mar, Luis'in kayıp kızının ismidir. Luis görünürde Mar'ın izini sürmektedir ama bu diğer taraftan denizi yani öteyi, sonsuzluğu, bir merkezi aramak demektir: Öze, kaynağa, merkeze dönme arzusu.
Kontrol edemediği bir dünya gerçeğiyle sert bir şekilde yüz yüze gelen Luis, bir nehirle karşı karşıya gelirken eşiktedir artık. Sırât'ın ilk yankısı buradadır. Bu noktada, Rave müdavimlerinin dünyasıyla zıt olan Luis'in dünyası birbirine hizmet etmektedir. Oğlu Esteban'ın varlığı, bozkırlar, tabiat, çöl, nehir hepsi birer ayna olmaktadır Luis'e. Yaşamın trajik duygusu, insanın sınırlılığı omuzlarına binmiştir. Ego, kibir, mülkiyet talebi insanı ağırlaştırmaktadır ama Sırât'tan geçebilmek için hafif olmak gerekmektedir.
Georgi Gürciyev'in gençlik yolculuğunun geçtiği Meetings with Remarkable Men ile derin akrabalık bağları bulunan Sırât'ın Gürciyev'in o didaktik unsurlarından ayrıştığı söylenebilir. Gürciyev'de anlatı söz merkezliyken Sırât'ta daha çok deneyim, eylem ön plandadır, izleyici tefekküre zorlanmaktadır. Laxe hakikati hissettirir; Rave müdavimlerini, tabiatı rehber yapar; Gürciyev'se hakikati rehberlerde, kelimelerin hikmetinde arar. Sırât'ta yolun sonu varmak değil, yolda kalabilmek, yolda olma hali önem taşımaktadır. Yolun doğasında yitmek de vardır, dağılmak da. Bundan ötürü Sırât, kademe kademe insanın iç hesaplaşmalarını, sorgularını mevzu edinmekte ve son kertede arafa, Sırât'a vararak film iklimini tarifi zor bir seviyeye çekmektedir.
Epilog
Oliver Laxe'nin hacimli ama bir o kadar da latif dilini haiz Sırât yalnızca çölün değil insanın da dehlizlerine inen bir çalışma. İki arada bir derelik ve ummanlara uzanan tonuyla sıradışı bir tecrübe sunduğu aşikar. Yalnızca içteki yakındır; başka her şey uzak.