Kendi Talihsizliğini Yaratmak: Persona ve Bin Hüzünlü Haz
Kynodontas (Köpek dişi) ile ciddi bir ivme yakalayan Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos, kriz döneminde sökün eden aile ve toplum hicvini masaya yatırıyor, Baba'dan sudur eden bir kelime evrenini muhayyelimize yerleştiriyordu. Bireyleri pekiştirece tabi tutup ceza ve itaat safhalarını davranışsal boyutta ele alıyordu.
Lanthimos ile omuz omuza veren senarist ve yönetmenlerin içinde yer aldığı, temelde krizleri ve açmazları işleyen ve tüm bunları robotik imajlar ve statik duruşlar, enteresan kamera açıları, kara mizah, şiddet tasarımı içinde mayalayan Yunan tuhaf dalga sinemasını bir kez daha hatırlatan bir çalışma: Oiktos ya da Türkçe adıyla, Zavallı. Yönetmen Babis Makridis'in, eşinin bir kaza neticesinde komaya girmesiyle hayatı mahvolan histerik bir Avukat'ı; ötekiden alaka istenci, hüzünden haz ve obsede duygulardan hareketle menziline alıyor.
Niçin böylesine perişan olduğumu fark ettim? Neden önemsizliğimle böyle bir azabı yaşamak zorundayım? Eğer acılarımın bir nedeni varsa bana söyle. Böylece şikâyet etmeden onlara katlanabileyim...
Kış Işığı, Ingmar Bergman
Zavallı'daki karakter tipleri ve tema, Kutsal Geyiğin Ölümü ile The Lobster arasında bir yere düşüyor. Filmin bu noktada bir kimlik sorunu yer alıyor, ne olmak istediği belirsizleşiyor. Yunan dalgasında karakterler daha spekülatifken, Zavallı'da flu alanlar oluşuyor. Dekorda yer alan simetriler, robot hareketler, ışık kontrastları ve negatif kadrajlar iki anlam dünyasını birbirinden keskince ayırıyor: pitoresk bir sahil kasabasında burjuva bir aile, öte taraftan tüm bu aydınlığa inat karanlık ve manipüle edimler. Yönetmen, kahramanın teorik ve pratik dünyasını çarpıştırarak onu iki-arada-bir-dereliğe itiyor ve nihayetinde bir zavallıya dönüştürüyor. Trajediden beslenen Avukat, trajedi ortadan kalktığında komadan çıkan eşiyle yer değiştiriyor: mitos kompozisyonuyla baş başa kalıyor.
Geniş dikey ve yatay açılar, izleyicide dile getirilemeyen duyguların açığa çıkmasına olanak sağlıyor: Yatay eksendeki kahramanın ketum duruşu, dalgalara karşı yüzen bir adam ve duvardaki tablo.
Geniş dikey ve yatay açılar, izleyicide dile getirilemeyen duyguların açığa çıkmasına olanak sağlıyor: Yatay eksendeki kahramanın ketum duruşu, dalgalara karşı yüzen bir adam ve duvardaki tablo.
Kurban motifli banal ağıtlar vasıtasıyla primordial atıflara yer yer değinilen filmde leitmotif, vitesini düşürmüyor. Adını ve eşinin nasıl komaya girdiğini bilmediğimiz Avukat, acıyı bir rekabete dönüştürmekten geri durmaz: cinayete kurban giden babalarına yas tutan müvekkillerini kıskanır ve onlardan bir nevi ilham alır. Hastanede ağlayan bir kadının ağlamasıyla ve onulmaz acısıyla karşılaşması onun kendi çilesiyle yüzleşmesine yol açar ve çile, kahraman için, personaya gitgide merhem olur, onu rehabilite eder ve yaşatır.
Babis Makridis'in umut vaat eden filmi Zavallı, Yunan tuhaf dalgasında yoluna emin adımlarla çıkmış gözüküyor ve izleyiciyi sıradışılık ve huzursuzluk alegorisiyle cezbediyor.
Babis Makridis'in umut vaat eden filmi Zavallı, Yunan tuhaf dalgasında yoluna emin adımlarla çıkmış gözüküyor ve izleyiciyi sıradışılık ve huzursuzluk alegorisiyle cezbediyor.